Vecdi Sayar’ın 22 Ekim 2014 tarihinde Taraf Gazetesinde yayımlanan yazısından alınmıştır.
“Olanları görünce insanoğlu bunların olmasına izin vermez hissine kapılırsanız, yaşadığınız zamanların öykülerini okumamışsınız demektir” der, “Kırmızı Siyah ve Cahil”in ana kahramanı; hiç doğmamış –ya da ölü olarak doğmuş– ‘Canavar’… Ve, oyun boyunca ‘yaşamadığı’ hayat sahnelerini gösterir bizlere.
Şiddetin olağanlaştırıldığı bir dünyada insanoğlunun yaşadığı paradoksu anlatır “Kırmızı, Siyah ve Cahil”in yazarı Edward Bond… Bir askere, birini öldürmesi emredilmiştir. Kimi öldüreceği önemli değildir. Bu seçim kendisine bırakılmıştır. Ondan istenen ölü bir bedendir yalnızca…
“Eğer bu bir Yunan tragedyası olsaydı, asker kendini öldürürdü. Kendi yaşamını, insanlığın yaşamının anlamını korumak için feda ederdi. Trajik kadın ve erkek kahramanlar bunu yapar” diyor Edward Bond.
Ve ekliyor: “Ama bu oyun bir Yunan trajedisi değil. Modern bir oyun. Devlet, ölü bir asker istemez. Başkaldıranları baskı altında tutmak için askerlerin hepsine ihtiyaç duyar. Bir askerin kendini öldürmesi itaatsizliktir. Bu diğerleri için bir örnek teşkil eder. Devlet böyle bir durumda intikamını toplumdan alır. Sokaklarda katliamlar yaşanır.”
Saldırganlığın, insanın doğaya aykırı koşullarda yaşamasının, yaşatılmasının bir sonucu olduğu kanısında “Kırmızı, Siyah ve Cahil”in yazarı. Ve, toplumları yönetenlerin saldırganlığı olağanlaştırıp, ahlaka uygun hâle getirdiğini ve bu “ahlakın bir tür şiddete dönüştüğünü” söylüyor.
Gülçin Kaya Rocheman’ın dilimize çevirdiği “Kırmızı, Siyah ve Cahil”, Nihat İleri ve Laçin Ceylan’ın kurduğu Bİ SAHNE’nin son ürünü. Fabien Aisaa Busetta’nın yönettiği oyunda rolleri Laçin Ceylan, Fatih Dokgöz ve Fehmi Karaarslan paylaşıyor. Rejisinden, oyunculuğuna mükemmel bir takım oyunu.
Yaşadığımız zamanlarda olup bitenlere alışıyor muyuz acaba? Yaşanan onca felaket karşısındaki suskun kalmaya nasıl devam edebiliyoruz.. diyorsanız…
Olup bitenleri, “işin fıtratında var” diye izah eden devlet büyüklerine hâlâ nasıl inanılabiliyor diye merak ediyorsanız, Bond’un oyununu izleyin derim… Bond’un deyişiyle “Hiç kimse insanlığından isteyerek vazgeçmez”.
Yaşadığımız zamanları daha iyi anlamak için tiyatroya gitmeye ne dersiniz?
Vecdi Sayar
Kaynak: http://www.taraf.com.tr/yazilar/vecdi-sayar/yasadigimiz-zamanlarin-oykuleri/31405/